well

(Anglais - Turc)

i. iyi durum, kuyu, kaynak, çeşme, asansör boşluğu, merdiven boşluğu, sahanlık, bagaj, petrol kuyusu, sondaj kuyusu.
s. iyi, hoş, güzel, sağlıklı, iyi durumda, uygun, yerinde
f. fışkırmak, kaynamak
ünl. öyleyse, peki, şey, ya
zf. adamakıllı, iyi, hoş, çok, iyice, güzelce, dikkatlice, kolayca, oldukça, epey, tamamen





Langue source:Langue cible:
Traduire